Kayıtlar

İnsanlaşma Sürecinde Tahakküm-Hegemonya

Resim
Sosyal medyada, "Toplumsal Ekoloji" sayfasında; "Doğanın tahakküm altına alınması, insanın insana tahakkümüne mi ya da insanın insana tahakkümü doğanın tahakkümüne mi yol açtı?" diye sorulmuştu. Yani, İnsana ya da doğaya tahakkümde bir öncelik sonralık durumu olmuş muydu? Hüseyin Arı'nın bu sorusuna bir yanıt verme gereği duydum. Bir şeyler yazmaya başladığımda açıkcası bu konunun bir iki cümleyle geçiştirilmesi bana uygun gelmedi. Bu arada Reha Alpay"ın, Hüseyin Arı'nın sorusuna yanıtı geldi. " Murray Bookchin'in Toplumu Yeniden Kurmak adlı kitabını okumanı öneririrm. İlk toplumlarda ya da organik toplumlarda doğayı tahakküm altına almak düşüncesi yoktu" Hüseyin Arı ise, "Ben ilk toplumlarda bu düşünce vardı demedim zaten. Hangi tahakkümün diğerinin önünü açtığı sorusuna bir cevaptı sadece." diye belirtti. Reha Alpay'a ben de, "İlk toplumlarda tahakküm düşüncesi yoktu ama nesnel durum şudur; "İnsan alet yapan aletl...

Gerçeği aramak ...

Resim
Bilimkurgu okuyanınız var mı; Philip K Dick, en tuttuğum yazarlardan biridir. Bilimkurgu yazarı bir felsefecidir. Felsefi düşüncelerini ifade etme yolu olarak bilimkurguyu kullanmış denebilir ama günlük hayat gözlemlerinden yola çıkarak geleceğin farklı yaşam ve teknolojik boyutlarını öngörebilen çağdaşımız bir Jules Verne'dir. Kant Hegel Marks Bakunin Spinoza.. onun anlam dünyasının ana duraklarıdır.  Günümüz felsefecilerinin kavramsallaştırdığı Simulakr'ı onun öykülerinde geliştirdiğini bilmek gerekir. Philip K Dick, Bilimkurgu yazarı, felsefeci (Photo, bbc.com'dan alınmıştır.) Sizinle paylaşmak istediğim çok düşüncesi var. Bu da onlardan biri; (Android ve İnsan adlı kitabından alınmıştır) " Ancak genel anlamda “gerçeklik” diye adlandırılan kavrama hiçbir zaman gereğinden fazla değer vermedim. Bana göre gerçeklik algıladığınız değil, daha çok yarattığınız bir şeydir. Gerçeğin sizi yarattığından daha büyük bir hızla siz onu yaratırsınız. İnsan Tanrı’nın topraktan yara...

Sosyal Medya'da Muhalefet Yasaklanıyor

Resim
Sosyal Medya'da muhalefet yirmi yıldır yasalarda sürekli yapılan değişikliklerle yasaklanmaya susturulmaya çalışılıyor. Şimdi seçimlere doğru tekrar değişiklikler yapılıyor. Kısacası sosyal medyada sansür zaten uygulanıyor.  Birkaç yenilik var. Şimdi haber sitelerinden "yetkili" mercilere bildirim istenecek. Muhabirlere Gazeteci kimliği verilecek. Adresleri fişlenecek. Yazdıkları Akp aleyhine olursa  "Suç" icad edilip haberi yasaklanacak. Muhabir cezalandırılacak. Otomatiğe bağlanıyor yani. Bu şimdiye dek, emniyetteki ve sivildeki troller aracılığıyla suç ve suçlu ilan edilip savcılıkca "gereği" yapılıyordu. Şimdi kurumsallaşmış olacak. Öte yandan metaverse grubu( facebook, whatsapp, instagram ) iktidara istenilen kullanıcının bilgilerini halihazırda veriyor. Twitter buna şimdiye dek yanaşmadı. Bu da iktidar için sorun oluyor.  Tutar mı? Halktan muhalifler artık susmuyorlar; Göl maya tutarsa  Gidicileri sosyal medya değil halklar gönderebilir. "Bi...

Abdocan Gezi'de bir fidan

Resim
 Abdocanın haberini aldık. Moralimiz çok bozuldu. Bu kepçeyi durdurmaya değer miydi! diyorum. Çocuklarımızı öldürüyorlar. Alt tarafı üç beş ağaç... Karışık  duygular..  Gezi Bostandayım.   Dernekten bir arkadaşım elinde bir fidana geliyor. Bu fidanı Abdocanın annesi göndermiş. Gezi Bostana dikilsin, diye.. diyor ve elinde tuttuğu bir madalyonu gösteriyor.  Madalyon üzerine  Abdocan'ın resmini koydurmuş annesi.  Annesinin telefonu var mı? Safiye arıyor.. Telefonda acılı fakat metanetli bir ses. Zor konuşuyorum. Abdocan dayanışma için çıkmasaydı kahrederdi. diyor.  O bize ve parka siper etti kendini. ..Annem şimdi bu park dolusu evladın oldu diyorum. Yine de hiçbirimiz bir anne için Abdocanın yerini dolduramayız.  Madalyonu üzerine asın.. Üzerinde anne... Fidanı istediğin gibi Gezi Bostana diktik.. Abdocan ülkenin onurlu evladı .. üç ağaç için bizimle yaşıyor.

9. Yılında, Gezi Direnişi'nin Başarısı ve Dersleri Üzerine

Resim
Gezi konusunda birçok eleştiri yapılıyor. 9. Yılında Gezi'yi tartışmak ihtiyacının sürdüğünü gösteriyor bunlar. Gezi'den gereken derslerin çıkarılması Gezi'ye katılımı bilinçli olanlar açısından kolay olabilir ama çoğunluk Gezi'nin çekimiyle katılmak zorunda kaldığı için bütünsel değerlendirmelerde bulunmak konumları gereği güçleştiği ölçüde zorlaşıyor. Gezi'yi görüp sırtını dönüp gidemeyecekllerini direniş başlamadan öngörebilmiş biri olarak bunu rahatlıkla söyleyebiliyorum. Kelimenin tam anlamıyla Gezi'ye sürüklenmiş insanlar gruplardan da bu nedenle rahatlıkla söz edebilirim.  Sağ, sol ya da apolitik kesimler Gezi'nin çekimine farklı konumlarda kapıldılar. Gezi'nin ekoloji ve kent mücadeleleri temelinde oluştuğu gerçeğine gözlerini kapayanlar Gezi'yi 31Mayıs'la başlatmayı uygun gördüler. Bu daraltma Gezi'yi sol bir hareket olarak etiketlemeyi getirdi. Bu durum Gezi'nin iktidar değişikliğini gerçekleştirememiş olmasına bakışla...

Bir direnişin "psiko-tarih"i

Resim
Bir direnişin "psiko-tarih"i Günlerden Pazartesiydi. 27 Mayıs 2013. Hala 1 Mayıs için Taksim'e çıkmayı başaramamıştık. Her gece bir kaç toplantı değişik platformlarda ortak akıllar oluşturmaya çalışmakla eylemliliklerle dolu bir gün daha bitmişti. Şöyle bir Gezi Parkına girdim sonra eve gittim yorgundum. Sanırım iş çıkışı Karadeniz İsyandadır Platformu Toplantısına gitmiştim. Taksim Gezi Parkı Koruma ve Güzelleştirme Derneğimizin toplantısını da Pazartesi günleri yapıyorduk, özellikle Gezi Parkında... O gün devam eden toplantıya katılacak gücü bulamadım kendimde. Bu toplantılardan amacım olası kepçenin gelmesi halinde haberdar olalım diye nöbette olmaktı aslında. Arkadaşlarım bir şey olursa bana haber verirlerdi nasılsa... Yaptığımız tüm çalışma ve gözlemlere göre Kepçeyle parka dalacakları yere varana kadar doğru bir öngörüde bulunmuştuk; Parkın Elmadağ girişi ve o noktaya da özellikle dikkat kesilmiştik aslında. İşin tuhaf yanı kepçe gelse onu durdurmayı düş...

Alman Japon Çin Enerji Green Kapitalizm İçin

Resim
Alman Japon Çin Enerji Green Kapitalizm İçin... Bu konu çok derin ama ben yeşiller özelinde ele alacağım. Nükleer konusu yeniden gündemimizdeyken açık yeşillerle (yeşiller partisi , yeşil sol parti) Birleşik yeşiller ve Radikal yeşiller olarak, birçok konuda farklılıklarımızı artık dile getirmek gerektiğini düşünüyorum. Bunlardan en önemlisi enerji konusu;   2000'li yılların başlarında  "Güneş, Rüzgar Bize Yeter" diyorduk. O zaman biz Bozcaada'ya gider, memlekette hepi topu numune olarak bulunan rüzgar güllerini gezerdik. Güneş enerjisi için de mekanik kullanım, çatılarda borularda gezen suyun güneş enerjisiyle ısıtılması yöntemi zaten Anadolu ve Trakya'da yaygın durumdaydı. Güneş panelleri ve depolamak için aküler, piller son derece pahalıydı ama bunu da kömür ve nükleer lobilerinin engellemesine, yatırımların petrole carbona yapılmasına bağlıyorduk. Çernobil'in yıldönümlerinde yaptığımız mitinglerde de Güneş rüzgar bize yetiyordu... 2008 oldu. Aramızdaki Ala...